Finaller - 3. Maç

3. maçı tek bir cümleyle özetlemek gerekirse, şu yeterli olur herhalde: "Boyalı alanı kazanan maçı da kazandı."

Thunder, oyunun savunma yönünde ligin en iyi pota altına sahip. NBA’deki en iyi pivot savunmacısı ve en iyi uzun yardım savunmacısı onlarda. Ama Heat, 4 kısa + Bosh ile tamamı dışarıda oynayabilen bir beşle karşısına çıkıyor Thunder’ın. Perkins’in Bosh’u, Ibaka’nın da Battier’i savunmak durumunda kaldığı bu düzen, OKC uzunlarını dışarıya çekerek boyalı alanı açıyor ve penetrecilerin çölde vaha bulmasını sağlıyor.

Heat daha hava atışıyla birlikte Thunder potasına saldırmaya başladı. Şaka gibi belki ama ilk 20 sayılarının tamamını boyalı alandan buldular. Ayrıca sürekli, en iyi yaptıkları işi, yani açık sahaya çıkmayı kovaladılar. Diğer yandan sanki bunun parodisiymiş gibi, boyalı alan dışından berbat bir yüzdeyle oynadılar. 

İlk çeyrek ve ilk devre sonlarında Heat’in şut isabeti şu şekildeydi:

İlk çeyrek sonu

İlk yarı sonu

Maç boyunca oyunu kontrol eden tarafın değişmesini belirleyen en büyük faktör, pota altı ve ribaundlardaki üstünlüktü. İlk yarı boyunca OKC kendi pota altında ancak 12 ribaund toplayabilirken, Miami tam 10 hücum ribaundu yapmayı başardı. Bu şekilde çok fazla ikinci şans sayısı buldular. Ama asıl önemli olan, OKC’nin kendi potasında oluşan ribaundları toplayamayarak transition ve hızlı hücuma çıkamamasıydı. Bu yüzden pek sevmedikleri set hücumuna bağımlı kaldılar.

İlk yarı bittiğinde OKC sadece 5 hızlı hücum sayısı bulabilmişti. Heat ise 12.

İkinci yarının başında rüzgar bir anda diğer yönden esmeye başladı. Scott Brooks, devre arasında oyuncularıyla bu konuda ne konuştu bilmiyorum ama Thunder devreye muhteşem bir savunmayla girdi. Kaymaları çok çok iyi yapıp Heat kısalarının çembere saldırmasına izin vermediler. Bu şekilde ribaund hakimiyetleri arttı (ikinci yarıya bu kategoride 7-0 ile başladılar) ve açık alana çıkma fırsatları oldu. İlk yarıdaki 5 hızlı hücum sayısının aksine, ikinci yarının henüz ilk beş dakikasında 6 sayı buldular hızlı hücumlarda. Zaten bu bölümde de geriden gelip öne geçişlerini izledik.

Ama Durant’in tıpkı ikinci maçta olduğu gibi faul problemine girmesi, Thunder’ın ivmesini kaybetmesine neden oldu. Her şey iyi giderken kontrol Heat’e geçti ve üçüncü çeyrek ev sahibinin 15-3’lük serisiyle bitti.

Miami’de Shane Battier’den bahsetmezsem olmaz. Final serilerinin ilk iki maçında en fazla üçlük atan oyuncu olmuştu tarihte. Üçüncü maçta sadece iki şut kullandı (kaçırmadan) belki ama savunması ve yan rolleri oynama arzusuyla takıma her durumda büyük katkı veriyor. Ancak normal sezonda tepe ve forvetten hayli düşük olan 3 sayı yüzdesi, playoff’ta adeta boyut değiştirdi.

Battier'nin gri renkli alandan normal sezondaki üretimi

Battier'nin gri renkli alandan playoff'taki üretimi

Miami son çeyreğe ilk 6 hücumda 4, ilk 12 hücumda da 7 defa top kaybı yaparak başladı. Ama OKC bu bölümü yeterince değerlendiremedi. Özellikle bu seride berbat oynayan Harden’ın (2. maçtaki skoru sizi hiç yanıltmasın) hücumda yaptığı işler takıma hiç katkı getiremedi. Heat, atletizmiyle oldukça iyi savunuyor Harden’ı. Özellikle ikili oyun çıkışlarında onu yanlara sürmeyi başarıyorlar. Ve kendi oyununu bu duruma uyarlamaya hiç çalışmadı henüz Harden. Halen sezonun geride kalan bölümündeki gibi oynamaya çalışıyor.

Thunder yıldızlarının maç sonunda yaptıkları acemice hatalar ve saçma top kayıpları, potalarında 8-0’lık Heat serisi olarak yansıdı. Son bölümde Sefolosha, Wade’den çaldığı top ve yaptığı sayıyla takımını tekrar oyunun içine soksa da, fark tek basketken yine pek işe yaramayan bir set oynadılar ve sonuç alamadılar.

Heat tuhaf bir rekora imza attı bu maçta. Son 15 yıldaki NBA Finalleri’nde boyalı alan dışı skorunun attığı toplam sayıya oranı en düşük takım oldular. Sanırım şut at(a)madan da şampiyon olunabileceğini ispatlamak istiyorlar:


* Thunder için 4. maçın hayati bir önemi var. Finaller tarihinde 3-1'den gelip şampiyon olan tek bir takım dahi yok.


Hiç yorum yok: