Batı Finali - 6. Maç

OKC Thunder hayli olgun bir takım. Özellikle yaşlarına göre fazlasıyla iyiler bu konuda. Ama sonuçta gençler! Fisher ve Perkins dışındaki tüm oyuncular, kariyerlerinde ilk defa NBA finalinin eşiğine gelmişti ve bunun psikolojik baskısından kaçamadılar maçında başında.

İlk bölümde istediklerini net bir şekilde yapabilen taraf Spurs’tü. Son üç maçta Thabo Sefolosha’nın baskısı altında zorlanan ve özgüveninde ciddi hasar yaşayan Tony Parker için Popovich pratik bir çözüm bulmuştu. Fransız, hücum alanında ilk pası verdiği anda ters alana kat yaptı ve yol boyunca en az iki perdelemeyle savunmacısı ondan uzak tutuldu. Bu şekilde orta mesafeden çıkıp Sefolosha’dan uzak bir yerde topu alan Parker, hem orta şutları art arda soktu hem de güvenini geri kazandı.

Fransız, henüz ilk çeyrekte 17 sayı ve 5 asist üretirken, Spurs, takım halinde kusursuz hücum etti. Yüzde 61 ile şut atarken, çeyrek boyunca 9 asist yaptılar takım halinde. Bunun yanında sadece 1 top kayıpları vardı. Hatta hücum öylesine akıcıydı ki, çoğumuz Scott Brooks’tan yeni bir “Hack-A-Someone” bekledik. Zira ikinci maçtakinden bile daha iyi hücum ediyordu Spurs.

Spurs'ün ilk çeyrekteki muhteşem şut isabeti

İkinci çeyrekte savunmayı nispeten de olsa sertleştirdi Thunder. Harden ve Sefolosha’nın skor katkısıyla da farkın 20’leri bulmasını önledirler. Ama tedirginlikleri devam ediyordu. İlk yarıda Spurs’un asist/top kaybı oranı 15/3 iken, Thunder’ın 6/8 idi.

Ancak OKC, asıl yumruğu üçüncü çeyreğin başında vurdu Spurs’e. Sert savunma ve pas trafiğinin son derece iyi sağlandığı agresif hücumlarla, çeyreğin ilk 4 dakikasında 11-2’lik bir seri yakaladılar. Hem fark tek hanelere indi hem de coşku patlaması için fırsat kollayan Chesapeake Energy Arena istediğini bulmuş oldu. Thunder’ın bu serisi Gregg Popovich’i erken bir mola almaya -ki bana göre en az 2 possession gecikti- mecbur bıraktı.

3. çeyreğin ilk 4 dakikası
Üçüncü çeyrek esnasında iki takım da 4 kısalı beşi tercih ederken, Spurs bir ara fazla kısaldı. Sahadaki en uzun oyuncuları, kariyerine kısa forvet olarak başlamış Boris Diaw’dı. Bu şekilde çemberi korumakta fazlasıyla zorlandılar ve oyunun kontrolü tamamıyla OKC’ye geçti.

Son çeyrekte Spurs oyuncularının beden dili, tüm gidişatı gözler önüne serdi aslında. Dirençleri çok düştü ve neredeyse tüm loose ball’lar Thunder’da kalmaya başladı.

Thunder son çeyrekte harika savunma yaparak rakibinin tüm pas trafiğini kesti. Spurs hücumu tamamen Parker ve Duncan’ın ikili oyunları üzerine yıkıldı. Ancak Westbrook ve Durant, hücumu sürüklemeye devam etti (ikili, bu playofflarda dribbling üzerinden atılan şutlarda en fazla sayı bulan iki isim) ve Thunder, Tony Parker’ın “ben tek siz hepiniz” formatında sayı bulmaya çalıştığı sekans dışında pek stres yaşamadan maçı bitirdi. Ve 18 sayı geriden gelip maçı kazanmış oldular.

2-0 geriye düştüğü seriyi peş peşe 4 maç kazanarak sonlandıran OKC, NBA konferans finalleri tarihinde bunu yapan 3. takım oldu. Bakalım Celtics bu gece 4. olacak mı?

Scott Brooks'un maçın ardından soyunma odasındaki konuşması:



- Hakemlerden konuşmaktan da konuşandan da pek haz eden biri değilimdir ama NBA hakemleri cidden bir istisna. Adamlar artık 4-5 tane saçma karar verdiğinde sevinir hale geldik. Pek çok şeyi hiç düşünmeden, belli şablonlar üzerinden uyguluyorlar. İkinci yarıda bir pozisyon esnasında Stephen Jackson dip çizgiden şut atarken, tüm Thunder benchi Jackson'un dikkatini dağıtmak için arkasından bağırdı. Şutu sokan Jackson, benche dönüp bir şeyler söyledi ve teknik faulle cezalandırıldı. Peki bu pozisyonda ona arkadan bağıran benche neden teknik faul çalınmaz?

İtildiği için rakibin üzerine düşen oyuncuya faul çalmalar, kafalara vurulan darbeleri görmemeler... Neyse ya!


Hiç yorum yok: