Doğu Finali - 4. Maç

Rondo’nun yoğunluğu ve agresifliği, Boston Celtics hücumunun en belirleyici faktörü. O, kararlı olduğu zaman Celtics bambaşka bir boyuta geçiyor. Keza, konferans finallerinde adeta level atlayan Rondo (seride 24 sayı, 10.5 asist, 7 ribaund ile oynuyor) underdog takımını beklenmedik bir biçimde Heat ile mücadele edebilecek düzeye getirdi.

Rondo ve Celtics maça müthiş başlarken, Miami Heat ise tam ters bir görüntü içindeydi. Bu adamları anlamak bazen çok güç. İlk çeyreğin büyük bölümü boyunca, sanki bir playoff maçı değil de normal sezon karşılaşması oynuyorlardı. Şehrin seyircisindeki gereksiz laçkalık onlara da bulaşmış gibi!


Celtics, nefis bir seriyle maça 18-4 ile başlarken, Heat’te LeBron James tam bir şutör gibi oynuyordu. Ama Heat’in takım yapısı James’in ve/veya Wade’in bu şekilde oynamasını asla tolere edemez. Çünkü takımda bir oyun kurucu yok ve bu ikili üretim kısmından bitiriş kısmına geçerse, işler Heat için hiç iyi olmaz. Bunun örneklerini ve sonuçlarını da zaten sezon içinde zaman zaman gördük.

Bu arada Wade de yine blackout gecelerinden birini yaşadı. İlk yarıda 2/11 isabet oranı gerçekten berbattı. Zaten devre boyunca Heat istediklerini hiçbir şekilde sahaya yansıtamadı. Spoeltra’nın denediği “aşırı kısa” beş, ciddi bir ribaunt ve savunma zafiyeti yarattı. Zaten ilk yarının büyük bölümünde, Heat potasında oluşan ribaundların yarısından çocuğunu Celtics aldı.

Heat, seri boyunca Rondo’yu savunurken çok gömülmüştü. Rondo da orta mesafeleriyle iki maçta tam 65 sayı attı. Bu kez onu savunan oyuncu nispeten kendisiyle kaldı. Ancak Rondo, bu sefer de Heat potasına saldırmaya başladı. Adeta level atladığı serideki nefis oyununa devam ederken, ilk yarıda tek başına asist sayısı neredeyse Heat’in takım olarak yaptığı asist sayısına eşitti (10’a 11).

Ama ikinci yarı rüzgar tersten esmeye başladı. Heat savunma yapmayı hatırladı ve ilk yarıda 61 sayı atan Celtics’e, ikinci yarının ilk 9 dakikasında sadece 8 sayı atma şansı verdi. Tabii Rondo ve Pierce’ın faul problemi yaşaması da (Rondo dörtleyip kenara geldikten sonra Celtics 9 şutta sadece 1 isabet bulabildi), Heat’in işini kolaylaştıran etmenler arasındaydı. Bu süreçte, Kevin Garnett dinlenirken Celtics kendi potasını da çok iyi savunamadı ve fark yavaş yavaş eridi. İlk yarıda 2/12 atan Wade de, ikinci yarıya 4/5 ile başlayınca Heat bir anda maça dönmüş oldu.

Yalnız, Wade’in iki devre arasındaki siyah ve beyaz gibi farkı Pacers serisinin 5. ve 6. maçlarında da yaşanmıştı, Celtics serisinde de -bir nebze- yaşanıyor. Konferans finallerinin ilk üç maçının ilk yarılarında 8/31 ile oynayan (22 sayı), 8 asist yapıp, 7 de top kaybeden Wade, ikinci yarılarda 19/28 gibi muhteşem bir şut yüzdesine çıkıp (49 sayı), 10 asist yaptı ve sadece 4 top kaybetti.


Maçın son çeyreği ve uzatma periyodu hakkında pek fazla konuşmak istemiyorum. Beni az çok tanıyanlar bilir; NBA hakemlerinin, takip ettiğim tüm profesyonel branşlar içinde en kötüleri olduğunu savunurum hep. Ama dün gece yaptıkları gerçekten iş değildi. Hatalar iki tarafa da yapılıyor ve yurdum insanı kafasıyla illa komplo teorileri üretmeye gerek yok. Ama basketbolun bu seviyesinde bu denli saçma hatalar gerçekten ligin tüm itibarını yerle bir ediyor.

Neyse, sonuç olarak Heat, hem maçın hem de uzatmanın son toplarını felaket kullandı ve seri 2-2’ye geldi. Celtics’in 2-0’dan sonra gösterdiği efor gerçekten muazzam. Hatta Rondo’nun uzaylı modunda oynadığı ikinci maçı kazansalar işler çok daha farklı olacaktı. Big 3’nin şehre bir daha dönmesi de kesinleşmiş oldu.

Hiç yorum yok: