Rondo ve Celtics maça müthiş başlarken, Miami Heat ise tam
ters bir görüntü içindeydi. Bu adamları anlamak bazen çok güç. İlk çeyreğin
büyük bölümü boyunca, sanki bir playoff maçı değil de normal sezon karşılaşması
oynuyorlardı. Şehrin seyircisindeki gereksiz laçkalık onlara da bulaşmış gibi!
Celtics, nefis bir seriyle maça 18-4 ile başlarken, Heat’te
LeBron James tam bir şutör gibi oynuyordu. Ama Heat’in takım yapısı James’in
ve/veya Wade’in bu şekilde oynamasını asla tolere edemez. Çünkü takımda bir
oyun kurucu yok ve bu ikili üretim
kısmından bitiriş kısmına geçerse, işler
Heat için hiç iyi olmaz. Bunun örneklerini ve sonuçlarını da zaten sezon içinde
zaman zaman gördük.
Bu arada Wade de yine blackout
gecelerinden birini yaşadı. İlk yarıda 2/11 isabet oranı gerçekten berbattı. Zaten
devre boyunca Heat istediklerini hiçbir şekilde sahaya yansıtamadı.
Spoeltra’nın denediği “aşırı kısa” beş, ciddi bir ribaunt ve savunma zafiyeti yarattı.
Zaten ilk yarının büyük bölümünde, Heat potasında oluşan ribaundların
yarısından çocuğunu Celtics aldı.
Heat, seri boyunca Rondo’yu savunurken çok gömülmüştü. Rondo
da orta mesafeleriyle iki maçta tam 65 sayı attı. Bu kez onu savunan oyuncu
nispeten kendisiyle kaldı. Ancak Rondo, bu sefer de Heat potasına saldırmaya
başladı. Adeta level atladığı serideki nefis oyununa devam ederken, ilk yarıda
tek başına asist sayısı neredeyse Heat’in takım olarak yaptığı asist sayısına
eşitti (10’a 11).
Ama ikinci yarı rüzgar tersten esmeye başladı. Heat savunma
yapmayı hatırladı ve ilk yarıda 61 sayı atan Celtics’e, ikinci yarının ilk 9
dakikasında sadece 8 sayı atma şansı verdi. Tabii Rondo ve Pierce’ın faul
problemi yaşaması da (Rondo dörtleyip kenara geldikten sonra Celtics 9 şutta
sadece 1 isabet bulabildi), Heat’in işini kolaylaştıran etmenler arasındaydı.
Bu süreçte, Kevin Garnett dinlenirken Celtics kendi potasını da çok iyi
savunamadı ve fark yavaş yavaş eridi. İlk yarıda 2/12 atan Wade de, ikinci
yarıya 4/5 ile başlayınca Heat bir anda maça dönmüş oldu.
Yalnız, Wade’in iki devre arasındaki siyah ve beyaz gibi
farkı Pacers serisinin 5. ve 6. maçlarında da yaşanmıştı, Celtics serisinde de
-bir nebze- yaşanıyor. Konferans finallerinin ilk üç maçının ilk yarılarında
8/31 ile oynayan (22 sayı), 8 asist yapıp, 7 de top kaybeden Wade, ikinci
yarılarda 19/28 gibi muhteşem bir şut yüzdesine çıkıp (49 sayı), 10 asist yaptı
ve sadece 4 top kaybetti.
Maçın son çeyreği ve uzatma periyodu hakkında pek fazla
konuşmak istemiyorum. Beni az çok tanıyanlar bilir; NBA hakemlerinin, takip
ettiğim tüm profesyonel branşlar içinde en kötüleri olduğunu savunurum hep. Ama
dün gece yaptıkları gerçekten iş değildi. Hatalar iki tarafa da yapılıyor ve
yurdum insanı kafasıyla illa komplo teorileri üretmeye gerek yok. Ama basketbolun
bu seviyesinde bu denli saçma hatalar gerçekten ligin tüm itibarını yerle bir
ediyor.
Neyse, sonuç olarak Heat, hem maçın hem de uzatmanın son
toplarını felaket kullandı ve seri 2-2’ye geldi. Celtics’in 2-0’dan sonra gösterdiği
efor gerçekten muazzam. Hatta Rondo’nun uzaylı modunda oynadığı ikinci maçı
kazansalar işler çok daha farklı olacaktı. Big 3’nin şehre bir daha dönmesi de
kesinleşmiş oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder