Nightmare to Dwightmare!

Lakers'ın facia sezonu nihayet sona erdi. Steve Nash ve Dwight Howard'ı kadrolarına katıp, kağıt üstünde muhteşem bir takım olarak başladıkları yılda playoff'u zar zor yakalayıp, tam 35 yıl sonra ilk turda elendiler.

Coach değişikliği, bitmeyen sakatlıklar, bir türlü bir arada oynayamamaları, Mike D'Antoni'nin hücum sistemini oturtabileceği bir hazırlık kapmı bulamaması gibi etmenler, bir türlü düzlüğe çıkmalarına izin vermedi.

Kabus sezonun bitmesiyle Lakerland'de işler durulmayacak. En az geride bıraktıkları normal sezon kadar zor bir yaz dönemi onları bekliyor. Önümüzdeki aylarda yapacakları, organizasyonun yakın geleceği açısından hayati önem taşıyacak.

Buss ailesi ve genel menajer Mitch Kupchak, bu yaz depresyon nedeni bir takım sorunlarla karşılaşacak...

Dwight Howard

Dwightmare 3.0'a hoşgeldiniz! Orlando Magic taraftarlarının iki yıldır çektiklerini sezon boyu minimum ölçekte yaşadı Lakers fanları. Şimdiyse baskıyı hissetme zamanı! D12, takıma katıldığı günden bu yana geleceğine ilişkin en ufak bir ipucu vermemişti. Temmuz ayına kadar en ufak bir şey öğrenebileceğimizi de sanmıyorum. Ama bu sezon yaşananlardan sonra ayrılma ihtimali azımsanamayacak kadar kuvvetli.

Lakers'ta kalmak ekonomik açıdan Dwight Howard için en iyi fikir. Salary cap'te yeri olan takımların herhangi biri Howard'a 4 yıl için $88 milyon önerebiliyorken, Lakers'ın ona sunabileceği miktar 5 yıl için $118 milyon. "Süper yıldız" imajıyla doğru orantılı işler yapabilmesi ve daha fazla para kazanabilmesi için de Los Angeles en iyi şehirlerden biri. Ama tabii şunu da unutmamak lazım; Superman -geçtiğimiz yaz geçirdiği ağır bel sakatlığının da etkisiyle- Los Angeles'taki büyük baskı ve yüksek beklentiler altında yeterince güçlü görünmedi. 17.1 sayı ortalaması, ligdeki ikinci yılından bu yana yakaladığı en düşük rakamdı. 12.4 ribaundla lig lideri olsa da, kariyerindeki üçüncü sezondan beri bu denli düşük bir rakamda kalmamıştı. Yüzde 49.2'lik serbest atış isabeti de NBA'e geldiğinden beri tutturduğu en düşük ikinci yüzde oldu. Bu rakamlar dışında bilindik canavar oyununu ve dominantlığını da hiç göremedik Howard'ın.

Geçirdiği bel fıtığı ameliyatı gerçekten çok zordu ve sezonun büyük bölümünde ağrılarla oynadığı biliniyor. "Superman" seviyesinden hayli uzak bir yıl geçirdi ama şu da bir gerçek; bildiğimiz Superman'i bir daha asla göremeyebiliriz.

Howard en iyi gününde bile Lakers gibi bir franchise'ı sırtına alıp, finallere götürebilecekmiş gibi bir görüntü çizmedi 2012-13 sezonunda. Bunun tek nedeni ameliyat nedeniyle zor geçen yıl mıydı, yoksa gerçekten baskı altında ezilip dağıldı mı henüz bilmiyoruz. Ama kariyerinin geçmiş dönemlerine de bakarsak pek çok gösterge ikinci seçeneği işaret ediyor.

D12'in Los Angeles'ta yaşamayı sevdiği söyleniyor. Kobe ile araları da medyada yer alandan çok daha iyi. Kendi tabiriyle en iyi arkadaşlar değiller ama aralarında gayet iyi bir ilişki var. Kobe ameliyat olduktan sonra Howard'ın aynı gün hastaneye iki kez gitmesi, Mamba'yı daha sonra evinde de ziyaret etmesi bunun en büyük göstergesi. 

Howard'ın Mikan, Chamberlain, O'Neal gibi efsane pivotların oluşturduğu yolda devam etmek mi isteyeceği, yoksa insanların baskı altında ezilip kaçtığını düşünmesine izin mi vereceği henüz belli değil. Kendisi için fazlasıyla stres dolu bir yaz olacak.

Lakers'ın Howard'dan kurtulup önüne bakması, salary cap'ini boşaltması ve her şeye yeniden başlaması yönünde de iyiden iyiye güçlenen bir görüş var. LA Times yazarlarından Bill Plaschke bu fikrin en sağlam savunucularından. Paragrafın başına verdiğim linkteki yazısını okumanızı tavsiye ederim. Gayet mantıklı önermeler sunmuş.

Mike D'Antoni

Genel menajer Mitch Kupchak her ne kadar kesin bir şekilde MDA'in takımda kalacağını söylediyse de, pek çoklarının düşüncesi ve/veya beklentisi biraz daha farklı.

D'Antoni takıma sezon başladıktan sonra geldi ve kendini bitmeyen (bitmeyecek) sakatlıklar silsilesinin içinde buldu. Düşünün, takıma geldiğinden kendi bile sakattı!

Kariyerindeki en iyi sezonu geçirdiğini söyleyemeyiz. Kendisine göre ise uzak ara en kötüsü. "Şu an dönüp baktığımda, bazı şeyleri farklı yapardım." diyor D'Antoni. "Bir hazırlık kampım olsaydı, bazı oyuncularla ilgili düşüncelerim, bazı tercihlerim farklı olabilirdi."

Takımla bir hazırlık kapmı yapamaması zaten en büyük sorundu MDA için. Birçoklarıın "7 seconds or less" diye adlandırdığı hücumunu ya da onun Lakers kadrosu için bir uyarlamasını oturtacak bir zamanı olmadı. Ama daha ilk basın toplantısında "Çok hızlı oynayacağız, 120 sayı atmamışsak iyi oynamamışızdır..." demesi, elindeki kadrodan ne denli bihaber ve kendi doğrularından şaşmama konusunda ne kadar inatçı olduğunu gösteriyordu. "Steve Nash döndükten sonra herkes oynadığı oyundan zevk alacak." demesi ise, Nash'i uzun zamandır izlemediğini.

Takıma geldiği gibi Gasol'u stretch four oynatmaya ya da yedek pivot yapmaya çalışarak İspanyol'un yabancılaşmasına ve kendini dışlanmış hissetmesine neden oldu. Dwight Howard'ı pek sevmediği high screen-and-roll'larda kullanmak istedi ama D12, D'Antoni'nin sandığının aksine bir Amar'e değil, bambaşka bir adamdı. 

Takım onunla hiçbir zaman iyi savunma yapmadı. 

Kobe, kendi iradesiyle maçlarda 48 dakika oynamaya başladı. 34 yaşında, ligdeki 17. sezonunu geçiren ve bugüne dek 62 bin dakikadan fazla profesyonel basketbol oynamış Kobe, herkesin gözü önünde, aşil tendonunu koparana kadar yavaş yavaş eridi. D'Antoni inisiyatif al(a)madı ve bu çöküşü bizler gibi izledi.

Sezonun ortalarından itibaren hızlı oyundan vazgeçti MDA. Yarı saha odaklı bir sistem kurmaya ve Howard ile Gasol'u birlikte kullanmaya çalıştı. Aslına bakarsanız Lakers, All-Star arasından sonra ligin en iyileriden. Son 40 maçlarının 28'ini kazanmayı başardılar. Sakatlıklarla boğuşuyor olsalar da.

D'Antoni muhtemelen gelecek sezon da takımın başında olacak ve istediği her şeyi yerleştirmek için bir hazırlık kampına sahip olacak. Peki ama Howard, onun kalacağı senaryoda sözleşme uzatmak isteyecek mi? Stan Van Gundy'den sonra D'Antoni'nin de görevden alınmasını isterse imajı ne hale gelir bir düşünsenize.

Kısacası Mike D'Antoni'nin kalması için de, gitmesi için de aşağı yukarı eşit neden var. Lakers front office'inin içgüdüleri takımın geleceği için oldukça belirleyici olacak. Finale çıkarız da LeBron'u tutar düşüncesiye Trevor Ariza'yı bırakıp MWP ile imzalayan, Phil Jackson ayrıldıktan sonra Mike Brown ile anlaşan, Brown'u kovduktan sonra da Phil Jackson'u pas geçen Lakers front office'i!

Çoğunluk istemese de D'Antoni gelecek yıl da takımın başında olacak gibi. "We Want Phil" tezahuratlarına hazırlıklı olmakta fayda var.

Çılgın Maaşlar

Lakers bu yıl $100 milyonluk bir fiyasko oldu. Oyuncularına ödedikleri toplam para $100,131,988. Şampiyon olmak için çok para harcamanız gerek. Doğru. Ama bu payroll, mevcut toplu iş sözleşmesi kurallarına göre uçuk bir lüks vergisi doğuracak gelecek sezondan itibaren. 

Para Buss ailesi için pek problem değil ve geçtiğimiz yıl öncesinde mevcut yayıncı kuruluşlarıyla milyar dolarlık bir yayın anlaşması imzaladılar. Ama bir yere kadar! Gelecek yıl iddialı bir takım kurmaları çok kolay değil ve payroll'larını mümkün olan en düşük seviyeye indirme çabaları şaşırtıcı olmaz.

Amnesty haklarını henüz kullanmış değiller. Bu yaz Metta World Peace (oyuncu opsiyonunu kullanırsa 1 yıl, $7.7m) veya Pau Gasol (1 yıl, $19m) amnesty edilebilir. Hatta pek çokları, Kobe'nin (1 yıl, $30m) amnesty edilmesi gerektiğini söylüyor ki ekonomik açıdan pek de haksız değiller. Tabii bu, organizasyonun PR'ı açısından ne kadar doğru bir hamle olur tartışılır. Yok lan tabii ki tartışılmaz. Rezalet bir hareket olur. Hem ayrıca Garry Vitti'ye göre hedefleri, Kobe'yi hazırlık kampına yetiştirmek.

MWP'ye, isteyenin bir yüzü kara minvalinde, "opsiyonunu kullanamasan süper olur ya hihi" diyebilirler.

Kısıtlı Hareket Alanı

Geçtiğimiz yıldan beri Lakers'ın tüm odağı, tüm hedefi 2014 yazı. Ellerindeki neredeyse tüm kontratlar 2013-14 sezonuyla tamamlanıyor. Eğer takımla imzalarlarsa Dwight Howard ve Earl Clark'tan başka sadece Nash'in bir yıllık kontratı olacak o yaz. O da oynamaya devam ederse tabii. Doğal olarak serbest oyuncu piyasasında da son derece aktif ve iştahlı bir Lakers göreceğiz gelecek yaz. O yüzden bu off-season'da önemli hamleler yapma taraftarı pek değiller. Yukarıda da değindiğim üzre, hamle yapacak ekonomik özgürlüğe de ship değiller zaten.

Şu anki takımın döküldüğünü görmek çok zor değil. Sakatlıklar tabii ki kabul edilebilir bir bahane ama Nash, Kobe, MWP, Gasol ve Howard beşinin birlikte oynayabildiği yedi maçı da kaybetti Lakers. Sakatlıklar o kadar da bahane değilmiş sanki!

Kimya sorunu had safhada, gelişigüzel kurulmuş bir takım vardı El Segundo'da bu yıl.

Şimdi... Bir şeyleri değiştirmek gerek. Ama elde takas değeri olan adam yok. Pau Gasol'u yıllardır ha kullandı ha kullanacaklar takasta. Nihai hamle bu yaz gelebilir. Gasol'un biten devasa kontratı, yeniden yapılanmaya gitmek isteyen takımların ilgisini çekebilir. Ama karşılığında gelecek kontratlar da muhtemelen çok kısa vadeli olmayacağı için Lakers'ın 2014 projesi adına çok iyi olmaz. Nash ve MWP'yi zaten kimse almaz. 

Dwight Howard kalmak istemezse, sign-and-trade işlerine yarayacak bir çözüm olabilir. Ama elleri mahkum olacağı için yine Howard'ın ederi bir paket bulamazlar.

Geçen yaz yapılan Steve Nash hamlesinin de ne kadar hatalı olduğunu zaman gösterdi. Nash'in yaşı itibariyle vücudu artık iyiden iyiye dökülüyor ve eğer onu almak yerine Ramon Sessions'ı tutsalardı, Batı'nın hızlı guardlarıyla daha kolay eşleşebilecek ve savunmada daha dengeli bir takım olacaklardı. Ve tabii bir de draft hakları olacaktı bu sene.

Muhtemelen bazı oyuncular sezon takımla olamaycak. Devin Ebanks öyle ya da böyle süre alıyorken alkollü araç kullanırken yakalandı ve sonrasında 5 dakika bile oynama şansı bulamadı. Bu sezon sözleşmesi bitiyor ve yenilenmeyecek.

Darius Morris ve ligde kendine bir yer hak ettiğini daha geçen yıldan ispatlayan Andrew Goudelock da serbest kalıyor ancak çok düşük miktarlara takımda tutulabilirler.

Sezonun sürpriz isimlerinden Earl Clark da sınırsız serbest oyuncu ve muhtemelen uçuk bir para istemezse seneye takımla olur.

Yarı sahayı topla zor geçen Chris Duhon'un 3 milyon civarında bir ücreti var ama kontratı partially guaranteed ve muhtemelen waive edilecek. 

Antawn Jamison zaman zaman fena katkı vermedi. Veteran's minimum'u kabul ederse takımda tutarlar diye düşünüyorum.

Gelecek yıl Lakers'ın elinde kesin olarak bulunacak oyuncular ise şöyle: Kobe (6-9 ay arası dönmeyecek), Gasol, Nash, World Peace, Blake, Hill ve Meeks. 

Çok iç açıcı bir ekip değil. Öyle değil mi?

Sonuç

Bütün sezon süren Nightmare, yaz itibariyle Dwightmare oluyor. Önlerindeki en büyük challange bu. Dwight Howard'ı tutmalılar mı, yoksa yola onsuz mu devam etmeliler? Bir takımın, hele ki Lakers gibi bir takımın lideri olamayacağını sanki bu yıl bir kez daha gösterdi Howard. Peki Lakers onu tutmak isterse -ki muhtemelen öyle olacak- kendisi LA'de kalmak isteyecek mi?

Mike D'Antoni bu takım için doğru coach mu? Eğer öyle olduğunu düşünüyorlarsa eldeki oyuncu grubu D'Antoni'nin takımı finallere götürmesini sağlayacak beceriye sahip mi?

Lakers tüm sezon boyunca pek çok alanda rakiplerine ezildi ancak bunların en büyüğü atletizmdi. Herkesten yavaş, herkesten daha az enerjik kaldılar ve transition savunmaları son yıllarda gördüklerimiz arasında uzak ara en kötü örneklerdendi. Lakers yaşlı bir takım. Vitesi rakipleri kadar yukarıya çıkaramayan, baskı altında kolay top kaybı yapan ve kendi rakiplerini top kaybına zorlayamayan bir takım. Neredeyse rakibin her baskılı savunma sekansı, kaçan her şut kendi potalarına hızlı hücum olarak dönüyor. Yapmaları gereken ilk şey takımın atletizmini artırmak. 

Diğer bir önemli ihtiyaç ise sahayı açmalarını sağlayacak şutörler bulmak. Spurs serisinde Howard'ın neler yaşadığını çok iyi gördük.

Soruna ilişkin tespit yapmak çok kolay. Ama ekonomik sıkışıklık, hareket kabiliyetlerini iyice azaltıyor.

Çözmeleri gereken bir sürü sorun var. Ama önlerinde -öncelikli olarak- video oyunlarındaki boss savaşları gibi bekleyen bir Dwightmare sorunu var. Ne yapacaklarına karar verip, sonrasında adım adım devam etmeliler.

Mitch Kupchak ve Buss ailesi için hiç kolay bir yaz olmayacak.