Başlıyoruz!

Efes Pilsen'in Olympiacos karşısında 2-0'dan 2-2 yapmasıyla yaşadığım hazzı sürdürecek bir şey varsa o da NBA Playoff'larının başlamasıdır! Yılın en güzel dönemindeyiz.

Son yıllardaki en kaliteli, en heyecanlı playoff olmayacağı kesin. Kobe Bryant, Derrick Rose ve Rajon Rondo gibi süper yıldızları izleyemeyeceğiz. Doğu Konferansı'nın ilk turu hayli sıkıcı geçmeye açık olsa da Batı'da iyi maçlar var.



Rockets, kapanış gününde Lakers'a kaybederek agresif ve aç Thunder'ın sofrasına düşmekten kaçamadı. Ama onlara karşı Lakers kadar acı çekmeyecekler. OKC, ligin en iyi iç savunmalarından birine ve uzak ara en iyi post-up savunmacısına (Perkins) sahip. Kobe sonrası Lakers'ın hücumu tamamen 4 ve 5 numara üzerinden şekilleniyor ki OKC'ye karşı en iyi günlerinde bile çok az olan şansları bu seri için tükenmiş olurdu. Rockets hücumu daha çok dış oyunculara ve izolasyonlara dayanıyor. Yakın tarzların karşılaştığı bir seri olacak ama tabii ki Rockets'ın işi imkansıza yakın. 

Yakın tarzlar demişken, ilk turda en heyecan duyduğum, en sabırsızlıkla beklediğim seri Denver - Golden State. İki takımdan birinin 100 sayı altında kaldığı bir maç gerçekten şaşırtıcı olabilir! Warriors ligin skor potansiyeli en yüksek backcourt'larından birine sahip. Tartışmasız en iyi şutör ikili de orada ayrıca. Steph Curry sezonu adeta yanarak bitirdi! Ray Allen'ın bir sezonda en fazla üç sayı atma rekorunu kırdı kapanış gecesi. Backcourt'taki partneri Klay Thompson ise ilk playoff'unu oynayacak ama o kadar olgun bir çocuk ki, normal sezondaki oyununu devam ettirmesi sürpriz olmayacak. Denver ise ligin en keyif veren, en hızlı takımlarından bir tanesi. Gallinari sezonu kapattı ama Chandler onun yerinde şu ana dek çok iyi katkı verdi. Kenneth Faried de hazır olacak gibi duruyor. Çok heyecanlı bir seri olacağına hiç şüphe yok. Orace Arena'daki seyirci için sabırsızlanıyorum.

Lakers, berbat bir sezonu mümkün olan en iyi şekilde bitirdi. Nemesis'leri OKC'den kaçıp, sezon başı ve ortasındaki keskinliğinden uzak görünen Spurs ile eşleştiler. Tabii bu, eşleşmenin onlar için kolay geçeceği anlamına gelmiyor. İki takım için de seri boyunca en önemli şey sağlık olacak. Lakers, Kobe'siz oynadığı son iki maçı pek alışık olmadığımız kadar sert ve agresif geçmişti. 1- Bu kafa yapısını ne kadar sürdürebilecekler? 2- Nash'in ilk maça yetişme ihtimali var. D'Antoni onu ne kadar oynatacak ve Nash'in getireceği yumuşaklık, toparlanmış gibi görünen Lakers savunmasını nasıl etkileyecek?

Clippers ile Grizzlies geçen yıl 7 maça gitmişti. Bu sezon ise Gay'i gönderdikten sonra savunmada çok daha sertleşen, oyunu savunmayla domine eden bir Grizzlies izliyoruz. Chris Paul tıkanan her yeri açıyor ama Clips verimli bir hücum için inside-out oynamak zorunda. Blake Griffin artık sıradışı bir atletten fazlası olduğunu kanıtlamalı.

Doğu Konferansı ise hayli sıkıcı eşleşmelere sahip.

Önemli bir sakatlık sorunu olmayan, playoff'a çok iyi bir ritimle gelen Heat, normal sezonda kendilerine güçlük çıkarmayı başaran Bucks ile oynayacak. Brandon Jennings, seriyi 6 maçta kazanacaklarını söyledi. Ama... Brandon... Gerçekten mi?

Chicago - Brooklyn... Pööfff, şimdiden sıkıldım.

Indiana çok çok iyi bir yarı saha takımı. Savunmaları bazen güreş seviyesine gelebiliyor. Atlanta eğer kendini yarı saha oyununa sıkıştırırsa çok şansları kalmaz. Run&Gun or Done! Favori Indiana.

Boston'un bu yıl yaşadığı sorunlardan bahsetmeye gerek var mı? Ve hala ayaktalar. Takım olmak böyle bir şey. #DocRivers!!! Knicks, kendi division'ını tam 19 yıl sonra kazandı. Playoffa muazzam bir seriyle geldiler ama sakatlık sorunları bitmek bilmiyor. Chandler, seriye yüzde yüz halde geleceğini söyledi ki takım için en önemli parçalardan bir tanesi. Amar'e ilk turu muhtemelen kaçıracak. Prigioni sakat. Kidd sezon başındaki oyunundan fersah fersah uzaklarda. Shumpert o beklenen sıçramayı yapabilmiş değil. Ama Carmelo ve JR Smith... #TheDuo

Seride dramatik maçlar izlesek de, molalarda o kısık aam güçlü sesisyle oyuncularına "Stay together!" diyen Doc Rivers'ı görsek. #Godfather