İlk maçın ardından genel kanı aşağı yukarı şöyleydi; Mike Conley ve Tony Allen biraz kendilerine gelirse, Grizzlies, evine saha avantajıyla dönebilir...
Nitekim de işler böyle gelişti. Conley ayağa öyle bir kalktı ki, 26 sayı, 10 ribaund ve 9 asistle, üç kategoride de takım lideri oldu ve Oklahoma City'den takımı için bir galibiyet çalmayı başardı. Tony Allen yine bitiricilik sorunları yaşasa da, ilk maça oranla çok daha odaklıydı. Savunmada
birinci maç yazısında örnekle anlattığım türde dalgınlıklar yapmadı, beş hücum ribaundu yapıp beş de top çaldı. En önemlisi de, son çeyreğin önemli bölümlerinde Kevin Durant'i savundu ve eşleşmede çok kısa kalmasına karşın hayli etkili oldu.
Memphis coachu Lionel Hollins, maçtan sonra "Kendi oyunumuzu oynadık." dedi. Kendi oyunları; sert savunma, pota altında hakimiyet ve sahanın iki yakasında da agresiflik.
İlk maçta ribaundlarda Thunder'a yenilmişlerdi. Dün geceyse 43-35'lik net bir üstünlük kurdular. Faul çizgisine ilk maça oranla 8 kez daha fazla gittiler. OKC'ye ilk maçta 10 top kaybı yaptırmışlardı, bu defa rakiplerini tam 19 kez top kaybına zorladılar. Top kayıpları üzerinden buldukları sayılar da 14'ten 29'a yükseldi. Agresyonları ciddi anlamda katlandı. İşte gerçek Memphis basketbolu!
Rudy Gay sonrası go-to-guy'larının kim olacağı bir soru işaretiydi. Artık bu kişinin Mike Conley olduğundan kimsenin şüphesi yok. İlk maçı 5/15 saha içi isabetiyle geçen Conley, bu sefer 11/22 ile şovu Kevin Durant'ten çalmayı başardı.
"Onu sevin ya da sevmeyin, ama şurası kesin; Mike Conley ligin en iyi beş oyun kurucusundan bir tanesi." diye konuştu maçtan sonra Tony Allen. Aslında tam bir lider gibi davrandı. Son çeyrekte Durant üzerindeki başarılı performansının "tamamen uzun oyuncuların eseri" olduğunu söyledi.
Bu tabii ki abartılı bir söylem. Ama gerçeklik payı hiç de az değil. Durant, Allen ile arasındaki boy farkını kullanmak için post-up yapmaya inmesin diye ve/veya penetrelerini engellemek için sürekli bir uzun oyuncuyla yardım getirdi Memphis. Bunda asıl amaçları, topu Durant'in elinde çıkarmaktı. Çünkü onun dışında kim şut atarsa atsın, bunu isterler ve kabul ederler. Top yeter ki Durant'in elinden çıksın.
Demek istediklerimi bir örnekle açıklamaya çalışacağım...
Durant tepede Nick Collison'dan topu alıyor. Collison içeriye gidecek. Ibaka ise biraz dışarı açılacak. Amaç, KD'ye oyun oynayacak alan yaratmak. Tony Allen, Durant'e şimdiden yapışmış durumda.
Durant rakibine sırtını dayıyor. Hücum alanının sol bölümünde açılan boşluğu gördü. Oraya hareketlenmek niyetinde. Ama ligin en iyi savunmalarından birininmimarı, gerekli ayarlamaları yapmış. Uzunlar, içeriye girmek isteyen Durant'e yardım getirmeleri için tembihlenmiş. Collison'un savunmacısı Randolph tehlikenin farkında. Durant'in hareketlenmesiyle birlikte o yolu kapatacak.
Durant geldi. Ama Z-Bo, coach Lionel Hollins'ten gerekli direktifi almış. Hemen Durant'in yöneldiği alana doğru geliyor. Tony Allen'ın da savunma pozisyonu oldukça iyi. Rakibine geçilmiyor.
Durant, topu aldığı anda hücum alanının sol kısmındaki boşluğu görüp hareketlenmişti. Allen oraya gitmesine engel olunca alternatif yolları deneyecek.
Sol taraf kapandı. Diğer seçenek sağa dönmek. Durant o tarafa dönüyor ama penetresi Allen tarafından kesildiğinde, kendisine yardıma gelen Randolph'u henüz fark etmemişti. Diğer tarafa döndüğü anda Z-Bo karşısında beliriyor. Ligin savunma verimliliği en yüksek ikinci takımı
[1] için ofiste sıradan bir gün daha!
Durant iyice sıkıştı. Topu elinden çıkaracak ama adresin Memphis potası olmayacağı kesin. Zira çembere giden yolda nefes alabileceği bir boşluk kalmadı. Top Fisher'a gidecek. Onun pasını ise Nick Collison kontrol edemeyecek ve OKC top kaybı yapacak.
Collison orada topu yakalasa sayı yapabilir. Ama önemli olan bu değil. Memphis savunmasının birincil önceliği, Durant'in topu elinden çıkarması ve şutu diğer dört oyuncudan herhangi birinin kullanması.
Bu isteklerinde de yukarıdaki hücumda ve maç sonundaki bazı hayati hücumlarda başarılı oldular.
Thunder, sayılarının büyük bölümünü Durant ve Westbrook üzerinden buluyor. Kevin Martin onlara katıldığında ise kazanmaları iyice kolaylaşıyor. Ancak Westbrook yokken tüm yük Durant'in üzerinde. Martin ona destek çıkamazsa hücum ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Bu sezon (playoff dahil) Kevin Martin'in 20+ sayı attığı 12 maçın 11'ini kazandı OKC. Müthiş bir oran. Serinin ilk maçında da 25 atmıştı. Martin'in çift hanelere çıkamadığı maçlardaki galibiyet sayıları ise 10-10.
Onun yaptığı skor normal rotasyonda bile bu kadar önemli bir faktörken, Westbrook'un yokluğunda skora karkıda bulunamamsı Scott Brooks'un en kötü kabuslarından bile daha boğucu.
Şimdi seri iki maç için Memphis'e taşınacak. Martin, evde yüzde 48 ile şut atarken, isabet oranı deplasmanda 41'lere kadar geriliyor. Tablo OKC için pek iç açıcı değil.
Memphis ilk maçın ardından kendi basketboluna, doğru oyuna yeniden dönmüş durumda (Nispeten kötü oynadıkları maç da tek topla bitti zaten).
Gasol ve Randolph ikilisi, ilk maçtaki ritimlerini sürdürüp toplam 39 sayı, 13 ribaund ve 8 asistlik bir katkı yaptı ikinci maçta. Mike Conley tamamen kendini buldu ve ilk turda Chris Paul'a bile üstünlük sağladığı formuna döndü. Tony Allen ilk maçtaki odaksızlığından kurtulmuş halde. Grizzlies, Durant'i -nispeten- en sevdiği şeylerden uzak tutmayı başarıyor.
Serinin ilk iki maçı kesinlikle harikaydı. En az üç müthiş maç daha izleyeceğimiz kesin. Şu an için ibre Memphis'e yakın.
Serinin tadını çıkaralım...
Memphis, rakiplerini pozsiyon başına en düşük sayıda tutan ikinci takımdı normal sezonda. Birinci sırada ise Indiana var.